Dersim dört dağ içinde,
Gülü bardağ içinde
Dersimi hak saklasın
Bir yârim var içinde.
Tunceli yerleşim yeri olarak belki dört dağ içindedir ama kendinden en çok söz ettiren şehirlerin başında gelmektedir. Tunceli birçok medeniyetin yaşadığı bir şehirdir. Asıl konuma geçmeden önce Tunceli Hakkında az ve öz olarak birkaç kelime ile bilgi vermek istiyorum. Tunceli Osmanlı yönetiminde 1847 yılında, Hozat merkez olmak üzere “Dersim Livası” adıyla sancak yapılarak Erzurum’a bağlanmıştır. 1879 yılında da Farsça "Gümüş Kapı" anlamına gelen “Dersim” adıyla ayrı bir il olan Tunceli, 1892 yılında tekrar sancak yapılarak Mamurat-ül Aziz (Elâzığ) iline bağlanmıştır. Dersim diye telaffuz edilen aslında bugünkü Tunceli'yi değil, o yörenin adını belirler. Bugünkü Tunceli merkezinin eski isimleri ise Mamiki veya Mameki, Kalan idi. İlin eski adı Dersim'dir. Dersim ili 26 Haziran 1926'da TBMM'de alınan kararla ilçeye dönüştürülerek Elazığ'a bağlandı. Dersim adı 25 Aralık 1935 tarihinde çıkarılan 2884 sayılı Tunceli Vilayetinin İdaresi Hakkında Kanun ile değiştirildi ve Mamiki köyünde yeni il merkezi oluşturuldu. Kalan kasabasının merkezi de Mamiki köyü idi.
Mamiki ile eski bir köy olan Siğenk Tunceli'nin birer mahallesi haline dönüştürüldü. 25 Aralık 1935 tarihinde çıkarılan 2885 sayılı kanun ile tekrar il oldu ve Dersim tarihsel yöresi içinde yer alan ve Munzur çevresini kapsayan bölgenin adı Tunceli olarak değiştirildi.
Bu zaman zarfında birçok katliamlara sahne olan Tunceli son yıllarda Bölücü Terör Örgütü ile adından çokça söz ettirdi. Tunceli denince ilkönce akla özgürlük gelmektedir. Hiçbir zaman zulme boyun eğmemiş her bildiği sözü çekinmeden söylemiştir. Tunceli evliyaların erenlerin ve dervişlerin memleketidir. Erenlerin hayat bulduğu yöre halkına rehberlik yaptıkları bilinmektedir.
Tekke ve zaviyelerin kapatıldığı zamanlarda dahi kendi kültürünü yayma ve yaşatma adına çok bedeller ödenmiş ama pes edilmemiştir.
Sivil toplum ruhu hep canlı olmuş sindirilmeye çalışılsa dahi sindirilememiştir. Her konunun öncüsü olan özgürce konuşulan fikirlere her zaman saygı duyulduğu bir beldenin adıdır Tunceli. Her ne kadar dağların arasına sıkışmış kalmışsa da Munzur gibi özgür akmaya, özgürce konuşmaya devam etmiş ve edecektir. Sivil toplum anlayışı içerisinde en çok haykıran demokratik örgütlenmeye öncülük eden bir toplum yapısı ve öncü bir anlayışı vardır. Fakirin, yoksulun, kimsesizin elinden tutup kaldırmasını bilen, almış olduğu misyonuna sahip çıkan bir toplumsal anlayış ve özveri vardır. Hep haksızlığa karşı dik duruş sergilemiş, zira haksızlık karşısında susarsanız, hakkınızla beraber, şerefinizi de kaybedersiniz ilkesi ile hareket eden bir toplum yapısı vardır. Bununla beraber Tunceliliyi anlamak, Tunceliliye misafir olmak ve Tunceli insanı ile konuşmak onunla arkadaşlık yapmak ile olur.
Kimseye art niyet beslemeyen Tunceli insanı özgürlüğünden taviz vermez. İnanç merkezlerindeki ziyaretinde mumunu yakar, dileğini tutar. Sadece kendini hakka adayan ve ona kurbanlar keserek bağlılığını gösteren bir milletin adıdır Tunceli. Buradan hareketle Tunceli’de sivil toplum adına nelerin yapıldığı aslında ortadadır. Gün gelir Dağ keçilerinin avlanmasına karşı çıkar, gün olur baraj yapımlarına tavır alır. Gün olur demokrasi ve özgürlükleri haykırır. Gün gelir kadına şiddete karşı sesini yükseltir. Gün olur iki yılı aşkın bir süredir ilimizde kaybolan üniversite öğrencisi “Gülistan Doku nerede?” sorusunu yöneltir. Gün olur ormanlarımız yanmasın sloganı ile haykırır. Hemen hemen tüm STK’ların mevcut olduğu bir şehir özelliğini taşımakta ve halka ulaşmada hiçbir sıkıntı yaşamamaktadır. Sivil toplumun belki de en güçlü sesinin çıktığı il Tunceli diyebiliriz. Yıllarca yanlış politikalardan kaynaklanan ötekileştirmeler yaşanmış olsa da Tunceli halkı devletine küsmemiş ve daima bağlılığını göstermiştir. Her dağında bir efsane, her ovasında bir hikâye, her yerinde bir yaşanmışlık mevcuttur. Saklı kentin gün yüzüne çıkmamış tarihi ve kültürel yerleri ile tarih sahnesinde yerini alan Tunceli bir asil duruş sergilemektedir.
Cenazesinde, düğününde, sünnetinde omuz omuza vererek dayanışma sergileyen Tunceli bu duruşu ile örnek olmaya devam etmektedir.
Tunceli’den, Ehl-i Beyd diyarından tüm ehl-i cihana selam olsun.
Bülent SÜNER